Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aramızdaki Görünmez Canavarlar

https://tr.pinterest.com/pin/375909900122555043/      Chuck Palahniuk’un sıradaki kitabı benim için görünmez canavarlar oldu. Yeni bir kitabının çıkacağı müjdesi ise üzerine şenlik sayılabilir. Bazı kitaplar okuduktan sonra kafanızın oldukça karışmasına sebep olur. Bence bu da onlardan bir tanesi ve bu nedenle okunması gerekiyor. Çünkü kitap güzellik algınızla tamamen oynuyor ve sanırım benim üzerimde de bu yüzden bu kadar etkili oldu. Özellikle güzellik biz kadınların en çok özen gösterdiği kavramlardan biriyken kitap bize kadınların güzelliği sadece güç üzerinden değerlendirdiğinden ve 30 yaşından sonra artık bunu kaybetmeye başladıkları için başka güç elde edebilecekleri şeylere yönelmelerini söylüyor, p ara gibi. Aslında ilginç olan kısmı düşündüğünüzde yazara hak vermeye başlıyorsunuz ve sanırım o noktadan sonra ipler biraz kopabiliyor. En azından bende öyle oldu addsgfh kurgunun yok artık dedirten kısımları sizde bazen bambaşka ufuklar açtığı için bu abart...

Kelimeler

  Elimi cama yaslıyorum. Buhardan bir perde var aramızda sadece. İkinci katın penceresinden onu izleyebildiğim için şanslı olmalıyım.  Eski tarz bir köy evinin tahta çubuklarla dörde bölünmüş küçük pencerelerini andırıyor. Küçük kare camların kenarlara doğru olan kısımları buğulanmış ancak ortaları onu net görebilmemi sağlıyor. Sahi, burada azıcık yüksekçe evin kenarından yolun karşısındaki seni izleyişimi hissedebiliyor musun? Tümden gri değil dışarısı, içerinin tüm o sıcak havasına karşın ben onun üşüdüğünü kalbimde duyabiliyorum. Duyduğum sadece artık samimiyetini kaybetmiş vücut ısısı değil, sesi de kulaklarımda. Karşısındaki yaşlı kadına bir şeyler soruyorken onu dinleyebilmek yaptığım tüm eylemler içerisinde en cana yakını. Gür ancak yumuşak bir sesi var. İnsanın içindeki günebakanların hepsini birden kendine döndürebilecek cinsten. Uzunca bir süre dinlediğinizde boynunuz hafifçe eğilip yerini göğsünüze doğru yaklaşan bir gülümsemeye bırakabilir. Bunun o da farkında...

Kırmızı Salıncak

http://lainphotography.tumblr.com/post/124140746504 Küçük bir alan değil. Açıkçası, ıssız kelimesi sadece insanların olmayışını ifade ediyorsa evet burası biraz ıssız. İnsan dışında olması gereken her şey tamam. Ilık bir rüzgâr esiyor. Çimenleri hafifçe hışırdatarak. Yemyeşil olduklarını söylemek zor, çünkü sarı bir düş perdesi örtülü sanki bütün çayırlığa. Buranın gerçek olamayacak kadar masalsı olmasını sağlayan bir bulut gibi bu duygu. İçimizde dahil her yeri kaplamış. Hayır kaplamak değil, çünkü sıkmıyor ya da boğmuyor bu his. Gevşek bir sarılma veriyor sadece. Kollarını diğer tüm düşüncelerden arınıp açmışsın gibi, yıllardır görmediğin sevgilini karşında büyük bir aşkla bulmuşsun gibi. Tarifi zordu belki de. İnsanların kendilerine has mutluluk duyguları vardı, bunu keşfettim yaşadığım süreç boyunca. Mutluluğu duyumsadığında aldığı bir kokudan bahsetmişti biri. Belki de naftalin kokusuydu onun için bu ya da sadece annesine sarıldığında aldığı kokunun zihninin derinliklerinde...

Yeni Medya ve Gösteri Peygamberleri

http://www.indiewire.com/2012/08/watch-bone-breaking-video-for-song-inspired-by-forthcoming-adaptation-of-chuck-palahniuks-lullaby-45666/  TAŞINDIK!!! Yazının tamamına aşağıda yer alan linkten ulaşabilirsiniz http://www.okursanyazariz.com/fight-club-yazari-chuck-palahniuk-gosteri-peygamberi-kitabi/ http://www.denofgeek.com/uk/tv/survivor/41779/survivor-chuck-palahniuk-novel-heading-to-tv

Mother!

http://www.imdb.com/title/tt5109784/mediaviewer/rm3225690112   Merhabalar, önceki yazıdan sonra yine anne konusuyla ilgili bir şeyler yazıyor olmam aslında tamamen tesadüf. Hayatımızda en temel ve üzerinde durulması gereken karakterlerden birisi ve benim gündemime de son zamanlarda oturdu. Bunda tabi üniversiteyi bitirip yeniden aile yaşantısına geri dönmüş olmamda etkili sanırım asdfdfh Konunun sinema bağlamında işlendiği filmlerde belki de bu nedenle beni kendine çekiyor. Bir film hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan izlemek ve o filmi bütün karmaşıklığına rağmen anlayabilmek bence onun başarılarından birini gösterir. Çünkü tüm unsurlarıyla ne kadar farklı soru işaretleri bıraksa bile bunu kendi süresi içerisinde bir şekilde cevaplayan ve size sunan bir paket gibidir. Ancak geçtiğimiz cuma günü vizyona giren ‘Mother’ filmi için aynı şeyi söyleyebilmek benim açımda mümkün olmadı. Filmin fragmanı, konusu, işleyişi dahil hakkında bir fikrim olmadan izledim.  http://...

Neden "Annemi Öldürdüm"

http://pickledelephant.tumblr.com Merhabalar, başlık dikkatini çekip gelenleri şöyle bir alalım. İlginç bir biyografik hikayeyle karşı karşıyayız. Geçmiştekinden farklı olarak çok daha karmaşık bireysel ilişkiler yaşadığımız aşikar bir dünyadayız. Baba-oğul arasındaki gerilim ve anne ile oğlu arasındaki bağ, oedipus kompleksiyle birlikte hayatımıza girmiş olan kavramlar. Daha derine inen psikianalitik konuyu böylece özetlemem pek doğru olmaz tabi. Ancak kendi yaşantımız için de gördüğümüz bu olgu, erkek çocuğunun annesine karşı duyduğu aşırı sevgi sonucu babasının yerine geçme istediğinin artık bir saplantı halini alması olarak görülebilir. Açıkçası farklı bir konu ve daha önce bu konuyla ilgili bir şeyler izleme fırsatım olmamıştı. Ele aldığı temalar itibariyle bu alanda dolaşmayı seven Xavier Dolan, bana bloğu sadece onu övmek için kurmuşum gibi hissettirmeye başladı asdsdfgfgh abartmayı bırakırsam eğer sinematografik tarzının hoşuma gittiğini söylemek daha doğru olabilir. Dolan...

'Mandalina Bahçesi' Tangerines

http://selyar.tumblr.com/   Merhaba yazıyı aşağıda yer alan linkten okuyabilirsiniz: http://www.okursanyazariz.com/tangerines-mandalina-bahcesi/

'Alt tarafı dünyanın sonu' canım

https://miracle-cheeky.tumblr.com    Merhabalar,  Juste La Fin Du Monde (2016)- Alt tarafı dünyanın sonu.  Xavier dolanın izlediğim ilk filmiydi ve hatta bu türde izlediğim ilk film olabilirdi. Nasıl çekildiği, hangi ödüllere aday olduğu önemli belki ama bu detaylardan bahsetmeyeceğim. Film boyunca karakterlerin tamamen kendine has bir çizgide oluşu, renkler, tonlar her detayın yansıtılışı ciddi bir uğraşın sonucu olduğu belliydi. Özellikle anne ve oğul arasındaki o bağın yansıtıldığı iki sahneye bayıldım. Birisi kadının sigara içerken oğluyla diyaloglarının geçtiği ve ardından parfümü sıkıp oğluna sarıldığı sahneydi diğeri ise son sahnede alnını oğlunun alnına dayayıp “bir daha ki sefere daha iyi karşılayacağız” dediği sahneydi. Klişe olmaktan uzak konuşmalardan oluşuyordu tamamen, özellikle bir sonraki cümleyi tahmin etmenizi sağlayacak o durağanlık bir yandan diyalogları hiçbir şekilde tahmin edememenizi sağlıyordu. Film tekniğinden anlayan biri değilim maale...

Tembellik üzerine ve Oblomovluk

Merhaba bir şekilde bu yazıyı okumaya başladığına göre üşengeçlikle başın dertte ya da Oblomovu merak ediyorsun. Tabi şans eseri burada olma ihtimalinde var.  zihnimizdeki oblomovka TAŞINDIK! Devamını okumak istiyorsanız yazıya aşağıda yer alan linkten erişebilirsiniz! İyi okumalar. http://www.okursanyazariz.com/tembellik-uzerine-ve-oblomovluk/

Tanışalım mı?

Öncelikle merhaba, yazmak paylaşmak istediğim çok şey olması galiba beni hiçbir şey yazamamaya itiyor ama bir sürü film izleyen, kitap okuyan bir insan olarak bunları başkalarıyla da paylaşmam gerektiğini düşünerek bu blogu aktif bir hale getirmeye karar verdim. Bu yüzden başta kendi kendime konuşuyor olsam da zamanla birilerinin çağrıma kulak vereceğine eminim. Özellikle günümüzde sosyal medya sayesinde paylaştığımız bir cümle beklemediğimiz kitlelere ulaşırken ben de meraklılarına  özümsediklerimi aktarabilirim diye umuyorum. ?