Ana içeriğe atla

Mother!


http://www.imdb.com/title/tt5109784/mediaviewer/rm3225690112
  Merhabalar, önceki yazıdan sonra yine anne konusuyla ilgili bir şeyler yazıyor olmam aslında tamamen tesadüf. Hayatımızda en temel ve üzerinde durulması gereken karakterlerden birisi ve benim gündemime de son zamanlarda oturdu. Bunda tabi üniversiteyi bitirip yeniden aile yaşantısına geri dönmüş olmamda etkili sanırım asdfdfh Konunun sinema bağlamında işlendiği filmlerde belki de bu nedenle beni kendine çekiyor. Bir film hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan izlemek ve o filmi bütün karmaşıklığına rağmen anlayabilmek bence onun başarılarından birini gösterir. Çünkü tüm unsurlarıyla ne kadar farklı soru işaretleri bıraksa bile bunu kendi süresi içerisinde bir şekilde cevaplayan ve size sunan bir paket gibidir. Ancak geçtiğimiz cuma günü vizyona giren ‘Mother’ filmi için aynı şeyi söyleyebilmek benim açımda mümkün olmadı. Filmin fragmanı, konusu, işleyişi dahil hakkında bir fikrim olmadan izledim. 
http://jenniferlawrenceupdated.tumblr.com

  İlk bir saat oldukça durağan bir şekilde ilerleyen sahneler bizlere sakin, sıradan yaşamları olan çiftin hayatına giren misafirleri ve devamında gelişen olayları anlatmaya başlıyordu. Tabi bu süre boyunca sizi sürekli geren soru işretleri her sahnede bir detay olarak işleniyordu ama yine de size son yarım saate kadar çözmenizi sağlamadığı için tamamen kurgunun dışarısında bırakılmış hissediyorsunuz. Çünkü bırakın alt metni çözümlemeyi filmi bile tam olarak anlayamıyorsunuz bana kalırsa. Gizem ve gerilim ortamı yaratılmaya çalışırken ne bu unsurlar tam olarak verilebilmiş ne de konunun size açılması sağlanmış. Bu nedenle de karakterlerin hareketleri bir yerden sonra tuhaf bir hal almaya başlıyor. Karakterlerin isimleri bile asla geçmezken neler döndüğünü bir türlü anlayamadığınız ağır ilerleyen sahneler, aniden oluşan bir sürü karakter, annenin sürekli pasif hali, adamın olanlara ses çıkarmayan devamlı daha çok insanı evine ve hayatına çektiği tavırları; filmin daha da tuhaf bir hal almasına sebep oluyor. Aslında filmin bu yapısını ancak bittikten sonra hakkında yazılanları okurken anlayabildim, doğa ana olarak kabul edilen figür anne karakterimiz ve aslında yaratılışın temelinde yer alan Adem ve Havva hikayesinin modern bir versiyonu çekilmeye çalışılmış. Eğer eleştiriyi okumasam bu alt metinin varlığından haberim bile olmayacaktı. Sonrasında oturup düşündüğümde de benim çok hoşuma gitmeyen bir bakış açısı oldu. 

 Film boyunca yapılan farklı ve özellikle son kısımda yoğunlaşan bu eleştiriler böyle dini temelli bir konu etrafında şekillendiğinde daha keskin bir hal alıyordu ve özellikle kendi çocuğunu kurban ettiği ardından ona tapan insanları bu davranışlarına rağmen affettiği sahne oldukça rahatsız ediciydi. Havva ya da temsili Habil Kabil karakterlerinin de oldukça konu dışına çıktığı ve farklı yansıtıldığı açıktı. Açıkçası bu nedenle, galada oyuncuların yuhalanmasıyla ilgili haberleri okuduğumda da şaşırmadım. 
http://likeamockingjay.tumblr.com

  
  
  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Mandalina Bahçesi' Tangerines

http://selyar.tumblr.com/   Merhaba yazıyı aşağıda yer alan linkten okuyabilirsiniz: http://www.okursanyazariz.com/tangerines-mandalina-bahcesi/

Yeşil Kadife Koltuk

https://spaece.tumblr.com/post/167088023576  Oturduğum koltukta biraz daha kıvranıyorum. Asker yeşili bir kadife. Tonunu hayal etmenizi tam olarak sağlayamam biliyorum. Aslında o kadar da önemli değil, kafamın içindeki hiçbir rengi ya da sesi ya da görüntüyü tam olarak bilemeyeceksiniz. O da bilmiyor. Son günlerde bana karşı her davranışında ona yine de gülümseyerek baktım. Gözlerinin içine doğru saf pür bir gülümseme. Ancak samimi olmayan onlarcası. Oturup defalarca tartıştık. Koyu gözleri ve ikisi birbirine eşit olmayan göz kapaklarını hatırlıyorum. Onu ilk kez böyle gördüm. Bana karşı ilk kez bu kadar yargılayıcı, ilk kez karşımda yabancı biri konuşuyormuşçasına bir his. Bütün gece uyuyamadım. Sanırım bu duyguya da alışmam gerekiyor. İnsan olmak. Sizi evirip çevirip kafasındaki gibi bir hale getirmeyecek birilerini arıyorsanız eğer ben bulabileceğinizi sanmıyorum. Bu süreçte sizde kafanızdakileri yontuyorsunuz. O tahtadan berjeri yeşil kadife koltuğun yanı başına koyabilmek için

Umursamamak Üzerine

http://exposants.tumblr.com/post/172154233240/derivings-by-nondirectional Merhabalar, blog tarafımdan unutulmuş gibi görülse de öyle değil. Yoğun iş temposu ve depresyonun etkisiyle sadece birazıcık ara verdim ama bu süreçte arkadaşımın “aa tam senlik kitap alsana bunu.” Dediği bir kitaba başladım. Ve bu kitap yeterince popüler olsa dahi ben de biraz üzerine konuşmalıyım diye düşündüm. Açıkçası popüler kültürün çiçek olalım-böcek olalım-pozitif olalım minvalindeki kişisel gelişim kitapları çoğunlukla boş gelmiştir. İyi düşünmenin iyi şeyleri çektiğinin farkındayım ve genelde tüm bu kitaplara rağmen iyi düşünmeyi başaramayıp hep bir talihsizlikle karşılaşırım. Arkadaşım, “ofis akşam saatleri boş oluyor yanıma uğrasana.” Dediğinde ben adımımı atar atmaz üç günlük işin birikmesini artık çevremdeki insanlar bile tuhaf karşılamaya başladı. Neyse zihin gücümün olumsuzlukları nasıl kendine çektiği değil konumuz afffghj ‘Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı’ kitabı Mark manson’un kişis