Ana içeriğe atla

Kırmızı Salıncak

http://lainphotography.tumblr.com/post/124140746504

Küçük bir alan değil. Açıkçası, ıssız kelimesi sadece insanların olmayışını ifade ediyorsa evet burası biraz ıssız. İnsan dışında olması gereken her şey tamam. Ilık bir rüzgâr esiyor. Çimenleri hafifçe hışırdatarak. Yemyeşil olduklarını söylemek zor, çünkü sarı bir düş perdesi örtülü sanki bütün çayırlığa. Buranın gerçek olamayacak kadar masalsı olmasını sağlayan bir bulut gibi bu duygu. İçimizde dahil her yeri kaplamış. Hayır kaplamak değil, çünkü sıkmıyor ya da boğmuyor bu his. Gevşek bir sarılma veriyor sadece. Kollarını diğer tüm düşüncelerden arınıp açmışsın gibi, yıllardır görmediğin sevgilini karşında büyük bir aşkla bulmuşsun gibi. Tarifi zordu belki de. İnsanların kendilerine has mutluluk duyguları vardı, bunu keşfettim yaşadığım süreç boyunca. Mutluluğu duyumsadığında aldığı bir kokudan bahsetmişti biri. Belki de naftalin kokusuydu onun için bu ya da sadece annesine sarıldığında aldığı kokunun zihninin derinliklerinde mutlulukla özdeşleşmesiydi. Ben de hayatım boyunca bir duygudan kaçmıştım. Ona bir isim verme şansım olsa berrak derdim. Her şeyin berrak olduğu bir anın duygusu. Durgun, tek, katışıksız. Ama hatırladığım ondan hep kaçtığım olmuştur. Açık bir günde sonsuzluk duygusuna kapılmakla eş değerdi çünkü. Varlığını defalarca sorguladığın bir durum. Bu da bana sevgilimi hatırlatıyor. Onun iç çelişkilerini bazı günler saatlerce dinlerdim, o bunların toplamına varoluş ya da varlık kaygısı derdi. 
http://salboissettphoto.tumblr.com
Bir gün oturup bunu düşündüm. Benim varlık kaygımda bu duygu muydu? Her şeyin açık seçik meydanda olduğu bir an artık geriye çözülecek tek bir şeyin bile kalmayışı korkutucuydu. Varlığımızın çatışmaya dayanıyor oluşu beni bu duygunun korkutucu olduğuna inandırmış da olabilirdi. Ondan tamamen kurtulduğumu düşündüğüm bir gün o duyguyu özlediğimi fark ettim. Ondan o kadar çok kaçmıştım ki ona kavuşmak istediğimde düşünebildiğim tek şey onun kalabalıklar arasında bana küsmüş bir kenarda oturuyor oluşuydu. Yaşıyor olmak bir devinimi gerektiriyordu ama o duygu benim muhteşemimdi. Belki de tarifini yapamadığım mutluluk duygumdu. Bunu anlamanın tek yolu ondan uzaklaşmamken bunu kabul etmesini beklemiyordum. İstediğim tek şey beni gelip yeniden sarmalamasıydı ve bu çayırlık alan sanki tümden bu duyguyla kaplıydı. Durağan ancak huzurlu. İnce toprak bir yol vardı ikiye bölen. Diğer tarafta bir ağaç dikkatimi çekmişti. Diğerlerinden ayrılıyordu. Onu farklı yapan açık kahverengi gövdesi, diğerlerine nazaran daha küçük olan yaprakları ya da biraz daha kısa olsa da ortalama bir boya sahip olması değildi. Daha çok bir kolunu uzatmış bir insan gibi duran dalı ve bu dalı üzerine kurulmuş olan kırmızı salıncaktı.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Medya ve Gösteri Peygamberleri

http://www.indiewire.com/2012/08/watch-bone-breaking-video-for-song-inspired-by-forthcoming-adaptation-of-chuck-palahniuks-lullaby-45666/  TAŞINDIK!!! Yazının tamamına aşağıda yer alan linkten ulaşabilirsiniz http://www.okursanyazariz.com/fight-club-yazari-chuck-palahniuk-gosteri-peygamberi-kitabi/ http://www.denofgeek.com/uk/tv/survivor/41779/survivor-chuck-palahniuk-novel-heading-to-tv

Kelimeler

  Elimi cama yaslıyorum. Buhardan bir perde var aramızda sadece. İkinci katın penceresinden onu izleyebildiğim için şanslı olmalıyım.  Eski tarz bir köy evinin tahta çubuklarla dörde bölünmüş küçük pencerelerini andırıyor. Küçük kare camların kenarlara doğru olan kısımları buğulanmış ancak ortaları onu net görebilmemi sağlıyor. Sahi, burada azıcık yüksekçe evin kenarından yolun karşısındaki seni izleyişimi hissedebiliyor musun? Tümden gri değil dışarısı, içerinin tüm o sıcak havasına karşın ben onun üşüdüğünü kalbimde duyabiliyorum. Duyduğum sadece artık samimiyetini kaybetmiş vücut ısısı değil, sesi de kulaklarımda. Karşısındaki yaşlı kadına bir şeyler soruyorken onu dinleyebilmek yaptığım tüm eylemler içerisinde en cana yakını. Gür ancak yumuşak bir sesi var. İnsanın içindeki günebakanların hepsini birden kendine döndürebilecek cinsten. Uzunca bir süre dinlediğinizde boynunuz hafifçe eğilip yerini göğsünüze doğru yaklaşan bir gülümsemeye bırakabilir. Bunun o da farkında...

Tembellik üzerine ve Oblomovluk

Merhaba bir şekilde bu yazıyı okumaya başladığına göre üşengeçlikle başın dertte ya da Oblomovu merak ediyorsun. Tabi şans eseri burada olma ihtimalinde var.  zihnimizdeki oblomovka TAŞINDIK! Devamını okumak istiyorsanız yazıya aşağıda yer alan linkten erişebilirsiniz! İyi okumalar. http://www.okursanyazariz.com/tembellik-uzerine-ve-oblomovluk/